Sağlığınızla Oynamalarına İzin Vermeyin

    Herkese merhaba! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir :))

    Bugünkü yazım sinirlerimi tepeme zıplatan bir konu hakkında. Yaşam kalitesini arttırma amaçlı üretilen kozmetik ürünlerinin internet üzerinden nasıl "ilaç" misali pazarlandığı hakkında. Sağlık alanında hiç bir eğitim almamış kişilerin internet üzerinde "doktorculuk" oynadığını görüyorum. Yazılan yazıları, yapılan yorumları gördükçe de çıldırıyorum.

    Bunu yapan sadece tek bir markanın distribütörleri veya tek bir sayfa değil elbette. Ancak bir "hekim" olarak "bakın tıbbi olarak böyle bir şey kesinlikle mümkün değil, yapmayın etmeyin" diye uyardığımda bana işimi öğretmeye kalkan, aldığım bütün tıp bilimleri ve klinik diş hekimliği derslerini bir kenara atıp, 5 yıllık eğitimimi yok sayan ev hanımları(veya sağlıkla uzaktan yakından alakası olmayan meslek grubu mensupları) buluyorum karşımda. Ben veya başka bir hekim arkadaşım bir uyarıda bulunuyorsak kimsenin işini baltalamak için bulunmuyoruz sonuçta. İşin varacağı boyutlar hakkında bilgi sahibi olan, 5-6 yıl boyunca geceleri tuğla kalınlığında kitapları ezberleyip gündüz kliniklerde koşuşturan insanlarız. İşin ucunun nereye varabileceğini az çok kestirebiliyoruz. Kimsenin zarar görmesini istemediğimizden bu uyarımız.

Bioplante Gündüz&Gece Kremleri

    Herkese merhaba! Nasılsınız? :)

    Beni instagramda da takip edenleriniz varsa denk gelmişlerdir belki. 2-3 hafta önce Bioplante markası tarafından bir kargo almış ve bunu sizlerle paylaşmıştım. Beni Bioplante ürünleri hakkında en çok heyecanlandıran şey içeriğinin tamamen doğal ve organik olmasının yanında cruelty free ve vegan olması. Ayrıca GMO(GDO) içermemesi. Sadece beslenme değil kozmetik alanında da sağlığımız açısından en doğru ürünleri araştırıp öyle kullanmak bizim için elbette ki daha faydalı olacaktır.

    Cruelty free oluşunun yanında markayı diğerlerinden farklı kılan en önemli özelliği de Natrue sertifikası almış olması. Kısaca Natrue, gerçek doğal kozmetik ürünlerin insanlara ulaşmasını amaç edinen ve oldukça yüksek standartlar belirleyen bir kuruluş. Bu sertifika sayesinde ürünlerde GDO, sentetik kokular, renklendiriciler, petrokimyasal maddeler, PEG'lerin kullanılmadığını bilerek o ürünleri güvenle kullanabiliyoruz. Bahar Hanımla yaptığımız konuşma esnasında bu sertifikayı almanın oldukça zor olduğu bilgisine de ulaştım ve bir artı daha kazandı Bioplante gözümde :)

Carrot Care'in Aşık Olunası Şampuanı ve Saç Kremi ♥

    Herkese merhabaa!

    Yakşalık 2 buçuk hafta önce instagramda palaşımını da yapmıştım aldığım kargonun. Beni instagramda da takip ediyorsanız muhtemelen görmüşsünüzdür. Carrot Care markası bana denemem için şampuan ve şaç kremlerinden hediye etti. Çok teşekkür ederim tekrardan kendilerine.

    Carrot Care, cruelty free markalar listemize ekleyebileceğimiz hayvan dostu markalar arasında. ♥

(Sık sorulan sorular kısmından ulaşabilirsiniz.)

    Ürün vaatlerine buradan, ürünler hakkında sık sorulan sorulara buradan ulaşabilirsiniz. Benim için ürünlerin en cezbedici özelliğini şu cümleyle tanımlamışlar; Eşsiz içeriği ile özellikle boyalı , kırık , yıpranmış , mat saçları onarıcı etkisi oldukça güçlüdür. (bkz. kızıl saçlarım ve yıpranmış, kırık uçları... )

    Gelelim benim ürünle ilgili deneyimlerime. Ürün elime ilk ulaştığında Özdüşüm ile Carrot Care hakkında telefonda konuşmuştuk. Bana saçlarını Carrot Care sayesinde uzatabildiğini, harika bir şampuan olduğunu vs. vs. söyledi. E bu konuşmanın üzerine benim de beklentim oldukça yükseldi tabi! :D Carrot Care ile ilk banyomda da adeta sihirli bir iksir kullanacak gibi hissettim kendimi. Beynimde sürekli Özge'nin söyledikleri dolaşıyordu. Allahım bu şampuan muhteşem olmalıydı! :D Sonra sıktım avcuma bi kokladım önce, kokusu güzeldi tam da şampuan gibi. İdeal şampuan kokusu seçilmeye aday... Sonra saçlarımı köpürte köpürte yıkamaya başladım. İlk seferinde çok fazla köpürmedi, saç diplerimin yağlı olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. İkinci seferde oldukça güzel köpürdü. Gel gelelim şampuan kullanımı sırasında yumuşacık olmadı saçlarım. "Eyvah!" dedim. Abarttım mı yoksa beklentimi bu kadar yükseltmekle?

Mutlu Bayramlar :)

TRND Bepanthol Projesi

    Herkese merhaba! :)

    Geçen aydan beri devam eden bir trnd projesinde 1000 kişi arasına ben de seçildim. Proje anketlerini yakın çevremle yapmaya devam ettim. Güzel, eğlenceli bir projeydi benim için. Değişik bir deneyim oldu. :)

    Bepanthol cilt bakım kremini bu süreçten beri kullanıyorum, ürün hakkında fikir edinebilmem için yeterli bir süre oldu bu. Ancak bu yazımda ürün yorumundan çok, proje nasıl geçti, insanlar bepanthol cilt bakım kremi hakkında neler düşünüyor? Bunlardan bahsedeceğim.

    İlk olarak bepanthol cilt bakım kremi hakkında ufak bilgiler vererek başlayayım;

• Provitamin B-5 içeriyor.
• Koruyucu, parfüm ve renklendirici içermiyor.(Paraben içermiyor)
• Su bazlı olduğu için daha hızlı emiliyor.

    Zaten projeyi uygularken bunları anlata anlata dilimde tüy bitti diyebilirim. :D 

Tresan Biberiyeli Şanpuan

    Herkese merhaba!

    İnstagram ve Youtube'da bahsetmiştim beni oralarda da takip edenler varsa biliyorlardır, Samsun'dan Balıkesir'e taşındım. O yüzden de blogla çok fazla ilgilenemedim. Üstüne bir de şehit haberleri gelince doğal olarak ürün yorumu yazıları ertelendikçe ertelendi. Nitekim de öyle olması gerekiyordu, kimsenin yüreği yanarken kalkıp burada bu yazıyı yazamazdım, utanırdım.

    Daha önce cruelty free bir marka olduğundan bahsetmiştim size Tresan'ın. Geldiği günden itibaren kullandım, şuanda hakkında yorum yapabilecek kadar fikir oluştu kafamda ürünle ilgili.

    Genel olarak biberiyenin saça faydalarından bahsetmek istiyorum ilk önce. Daha doğrusu biberiye yağının faydalarından;

Yine Şehitlerimiz Var...

Ülke olarak yastayız. Yastayız ama, ne yazık ki bizim insanımız 3 gün sonra vatanına yapılan kalleşliği unutup her yeni şehit haberinde kendini sıfırlıyor. Bizim verdiğimiz şehit sayısı 16 falan değil, hayır! Güncel rakamlara ulaşamadım maalesef ama 2012 yılında yapılan açıklamaya göre 1983'ten beri;

TOPLAM ŞEHİT SAYIMIZ 23 BİN 250 OLDU !

Milli Savunma Bakanlığı'ın rakamlarına göre Türkiye bugüne kadar 23 bin 250 evladını teröre şehit verdi.(20 Haziran 2012)

En acı olan da ne biliyor musunuz? 1983 yılından beri bu şeref yoksunu, hain örgüt bitirilmek istenip de aslında bitirilmek istenmiyor. Bu şehitlerin acılarını biz 1 gün, 2 gün haberlerde görüp yaşarken anneleri, babaları, kardeşleri, eşleri, evlatları bir ömür boyu bu acıyı taşıyorlar!

Ne de çabuk unutuldu PKK tarafından basılan okullar, öğrencilerinin gözü önünde taranıp öldürülen öğretmenler... Sizin sözde  "özgürlük" istediğiniz halk var ya, işte onların çocukları daha iyi bir geleceğe sahip olsun diye oradaydı o öğretmen! Evini, annesini, babasını çook uzaklarda bırakıp binbir türlü fedakarlıkla o çocuklara daha iyi bir gelecek sunmak için oradaydı!

"Hastayım örtmen hanım hasta! Yardım et!" diye kapıyı çalıp, o kapı açıldığında içerideki tüm aileyi tarayıp öldüren bu örgüt ne çabuk unutuldu böyle?

Kundaktaki bebeğe kurşun sıkacak kadar adi, kalleş olan bu örgüt ne çabuk unutuldu?

16+ 1983'ten bu yana gelen bütün şehitlerimiz nur içinde yatsın. Bu kirli oyunlara alet olup yitirdiğimiz tüm canlar nur içinde yatsın...

Şu yediği kaba pisleyen terör örgütü yıllardır hala bitirilemedi ya, yazıklar olsun...